Kazlar ve İncir Ağacı Masalı
Bir zamanlar kazlar, ormanın içindeki bir gölün kıyısında,
kocaman dalları olan bir incir ağacının üzerinde yuva yapmış, mutlu mesut
yaşıyorlardı. Bir gün, yaşlı bilge bir kaz, incir ağacının dibinde küçük bir
asmanın büyümeye başladığını fark etti. Gölde yüzen kazları yanına çağırarak;
“Şu küçük asmayı görüyor musunuz? Her geçen gün büyüyor, ağacımıza tırmanmaya
başlıyor. Bu asma ağacı, bir gün bizim için önemli bir sorun olabilir! Yıllar
önce, henüz yavru bir kaz iken, böyle bir asmanın başımıza bela olduğunu
görmüştüm. Asmayı şimdi henüz küçükken ve kesmesi kolayken çekmezsek, zamanla
büyüyecek ve kalınlaşacaktır. Sonra bir gün asma, birinin tırmanabileceği kadar
büyük ve kalın hale gelecektir. Bir avcı asmaya tırmanıp bizi yuvamızda
yakalayabilir, asma ağacı büyümden, sorun olmadan asmadan kurtulmalıyız.” dedi.
Kazlar, asmanın durumunu kendi aralarında tartışmaya
başladılar, her kafadan bir ses çıkıyordu. Küçük bir kaz, “Söylediğin çok
saçma, bu kadar küçük bir asma bizim için nasıl büyük bir soruna neden
olabilir? Hiçbir şey senin küçükken olduğu gibi değil. Bizim yuvamız güvenli
bir yerde.”
Diğer kazlar da küçük kazın söylediklerini onaylayarak,
böylece asmanın büyümesine izin verdiler.
Bir gün kazlar, ormanda sinekleri, böcekleri ve küçük
balıkları yakalamaya çıktılar. Kazların yuvalarının yanından geçen bir avcı,
incir ağacını ve incir ağacına doğru uzanan asmayı gördü. Asma büyümüştü ve
gövdesi kalınlaşmıştı, Avcı hemen asmaya tırmanarak, kazların yuvasına ulaştı.
Kazların akşam yuvalarına geleceğini bilen avcı, yuvalarının etrafına bir ağ
koydu ve sessizce ağaçtan indi.
Avcı evine dönerken, “Sabah geldiğimde bir sürü kaz
yakalayacağım!” diye sevinçliydi.
Akşam, bol yemek ve eğlenceli geçen bir günün ardından
kazlar yuvalarına geri döndüler. Bütün kazlar, bir anda kendilerinin avcının
kurduğu tuzağın içinde buldular.
“Kazlar, ağlamaya başladı. Nasıl böyle bir tuzağa düştük?
Oysa yuvamız çok güvenli yerdeydi. Bilge yaşlı kaz; Hatırlamıyor musunuz?
Hepinize bunun başımıza gelebileceğini henüz asma küçükken olabileceğini
söylemiştim ama beni dinlememişiniz.”
Bütün kazlar “Şimdi ne yapacağız?” diye bilge yaşlı kaza
sordular.
Bilge yaşlı kaz;
-“Bu tuzaktan kurtulabilmek için tek umudumuz, o avcı yarın
döndüğünde ölü taklidi yapmak. Avcı, hepimizin öldüğünü düşünürse, ağını
götürmek için bizi ağdan çıkarıp yere atabilir. Son kaz, ağaçtan yere
atılıncaya kadar hepimiz hareketsiz kalmalıyız.” dedi.
Ertesi sabah gün doğumunda avcı geri geldi. Ağının içinde
bir sürü kaz olduğunu gördüğü için için çok mutluydu! Ama ağına yaklaşınca, tüm
kazların hareketsiz olduğunu gördü. Ölü kazların işine yaramayacağını düşündüğü
için kazları tek tek ağından çıkarıp yere attı. Kazlar, son kaz yere atılıncaya
kadar yerde hareketsiz kaldılar. Sonra avcı ağaçtan indi ve evine dönmek üzere
yola çıktı. Kazlar, avcının gittiğinden tamamen emin olduğu anda, hepsi ayağa
kalkıp tekrar incir ağaçlarının dallarına uçtular.
Kazlar, bu olaydan sonra ne yapmaları gerektiğini
anlamışlardı. Biraz uğraştılar ama yavaş yavaş o büyük asmayı gagalarıyla
parçalayarak ağaçtan ayırdılar. Asma dalları artık onlar için tehlike
yaratmayacaktı. Kazlar, incir ağacının üzerindeki yuvalarında güvenle yaşamaya
devam ettiler.