Papatya ve Köpeğin Dostluğu Masalı
Yıllar yıllar önce kasabanın birinde adam ile köpeği birlikte yaşarmış. Bu adam çiftçilik ile uğraşırmış. Çiftliğinin önünde ki tarlalarını ekip, biçer ve topladığı mahsülleri şehirde satarak geçimini sağlarmış. Adamın köpeği dışında kimsesi yokmuş tek dostu bu küçük köpekmiş. Adam sabahları köpeğine yemek verip hemen işe koyulurmuş.
Adam yine her sabah olduğu gibi köpeğine yemek verip işe koyulmuş. Tarlaya gidip akşama kadar ektiği ürünleri toplamakla uğraşmış. Akşam olduğunda ise artık eve dönme vakti gelmiş. Köpeği adamın her gün geleceği saati bilirmiş ve o saatlerde sahibini karşılamak için kapıya kadar gelirmiş. Adam akşam olup evine gelmiş fakat köpeği onu karşılamaya çıkmamış. Adam da çok yorgun olduğu için bu durumu farketmemiş ve hemen yatıp uyumuş. Minik köpek ise canı çok sıkıldığı için dağlara gezmeye gitmiş. Dağlarda gezerken dolunayın ışığı ile birlikte taşların arasında üzgün ve bitkin halde ki papatyayı görmüş. Hemen papatyanın yanına gitmiş ve papatyanın susuzluktan kurumak üzere olduğunu farketmiş. Hemen koşarak sabah olmadan eve gitmiş minik köpek ve sabırsızlıkla sabahın olmasını bekliyormuş. Fakat bir türlü sabah olmuyormuş. Minik köpek en sonunda dayanamayıp havlayarak sahibini uyandırmış. Sahibi ise havlama sesine uyanıp köpeğinin yemek ve su istediğini anlamış. Yatağından kalkarak köpeğine biraz yemek ve su vermiş. Minik köpek ise yemeğinden yemeden ve suyundan hiç içmeden onları alıp hemen gece papatyayı gördüğü dağa koşarak gitmiş. Sahibinin verdiği bu suyu yavaş yavaş papatyanın köklerine doğru dökmüş ve papatya birden güzel kokular yayarak kendine gelmeye başlamış. Papatya kendisine yardım edenin kim olduğunu görmek için köpeğe doğru dönmüş ve ‘’ Bu iyiliğini hiçbir zaman unutmayacağım minik köpek’’ demiş. Bu olay haftalarca, aylarca hatta yıllarca devam etmiş. Artık çiftçi adam köpeğinin her gün uzun süre ortadan kaybolduğunu farkederek bir gün köpeğini takip etmeye karar vermiş. Her sabah olduğu gibi köpeğine yemeğini ve suyunu vermiş. Minik köpek yemek ve suyu alıp koşmaya başlayınca çiftçi adam da hemen arkasından yola koyulmuş. Köpek tekrardan papatyanın yanına gelmiş ve artık papatya çok güzelleşmiş, büyümüş, alımlı bir çiçek olmuş. Bu durumu gören çiftçi köpeğinin yıllardır yaptığı bu fedakarlık karşısında oldukça duygulanmış. Bir şeyler yapmak istemiş ve papatyayı güzelce taşlarından arasından alarak kendi çiftliğine götürmüş. Orada güzelce toprağa yerleştirip papatyaya bakmaya başlamış. Böylece köpeği de her gün o kadar yol gidip yorulmak zorunda kalmıyormuş.
Günlerden bir gün çiftliğin önünden geçmekte olan bir bilim adamı bu papatyayı görmüş. Hayretler içinde kalarak çiftçinin yanına gitmiş ve bu papatya türünün neslinin tükenmekte olduğunu dünyada ise son bir tane kaldığını söylemiş. Bunu da gidip şehirde ki ülkede ki herkese yaymış. Bu papatyayı merak edip görmek isteyen insanlar adamın çiftliğine akın edip çiftçi adamın yetiştirdiği lezzetli ürünlerden almaya başlamış. Böylece tüm şehirde ünlenen çiftçi adam bir anda zengin olmuş. O günden sonra ise adam, köpeği ve güzel papatya hep birlikte mutlu mesut yaşamaya devam etmişler.