Kurt ile Leylek Masalı
Pisboğaz kurt, avladığı bir hayvanı yiyip bitireyim derken
acelesinden incik kemiği boğazına takılmış. Kendi başına uğraşmış, uğraşmış, ne
yaptıysa çıkaramamış.
“Gideyim bari, hekimbaşı leyleği göreyim, o çıkarsın!..”
demiş. Yola düşmüş, araya araya hekimbaşı leyleği tarlanın birinde solucan
avlarken bulmuş.
-Ocağına düştüm hekimbaşım, demiş. Beni şu takılı kemikten
kurtar!..
Hekimbaşı leylek şöyle bir bakmış:
-Kolay demiş. Benim için çocuk oyuncağı bir şey. Aç ağzını
iyice, gagam uzun, bir soktum mu, o incik kemiğini hemen yerinden çıkarırım sen
de kurtulursun.
Böyle demiş, uzun gagasını kurdun ağzından içeri sokmuş.
Sıkışıp takılı kemiği çekip kurdu derdinden kurtarmış.
-Oh ! demiş kurt. Dünya varmış be! Sağ ol, var ol hekimbaşım!
-Öyle kuru kuruya sağ olla var olla olmaz, demiş leylek. Ben
sana bir iş yaptım, bir emek harcadım, bunun bedelini öde bakalım.
-Ne? demiş kurt. Birde üste mi vereceğim? sen aklını ekmek
peynirle mi yedin? Gaganı gırtlağıma soktuğunda sana bir oyun edip ağzımı
kapasaydım, halin nice olurdu, hiç düşündün mü? Buna şükredeceğine bir de
kalkmış üste verelim istiyorsun. Allah Allah ne günlere kaldık yahu!..