Pencerenin önünde oturuyor komşu ve flüt çalıyor
Yatağımda O'nu duyabiliyorum,
Yuvarlak notalar çırpınıyor ve odaya sızıyorlar
Ve birbirlerine çarpıyorlar,
Umulmadık ahengi bulanıklaştırarak.
Karanlıkta,
Gündüz vakti
Çevremdeki bütün minik flüt ezgileri
Çok güzeller,
Ekmek ve soğan yiyor komşu bir eliyle
Ve diğeriyle muziği kopyalıyor.
O, şişman ve kel kafalıdır
O yüzden ona bakmıyorum,
Ama penceresinin önünden hızla koşuyorum.
Bakacak bir gökyüzü vardır her zaman
Ya da kuyuda su vardır!
Ama gece gelince ve O, flütünü çalınca,
Onun genç bir adam olduğunu düşünüyorum
Saatinden asılan altın mühürlerle
Ve gümüş düğmeli mavi giysisiyle.
Yatağımda uzanırken
Flüt ezgileri kulaklarıma ve dudaklarıma çarpıyor,
Ve uykuya dalıyorum, düş kurarak.