Beyaz Fare Gezmede Masalı
Büyük sevimli ve rengârenk ağaçlarla ve çiçeklerle çevrili
olan tatlı bir orman vardı. Bu ormanda büyük bir ağacın kovuğunda yaşayan minik
bir fare ailesi vardır. Fare ailesinin Beyaz isminde sevimli mi sevimli bir
yavrusu vardı. Bir gün annesi Beyaz’a ‘’Kurbağa dostlarımız yarın bizi çaya
davet ettiler’’ der Kurbağa ailesi, Fare ailesini gölde ki Nilüfer çiçeklerinin
en büyük yaprağında misafir edeceklerdi. Beyaz bunu öğrenince sevincinden
havalara uçar. Ertesi gün Fare ailesi büyük bir kayığa binerler. Böylece
Beyaz’ın göl üstündeki ilk gezisi başlar. Babası kürek çekerken Beyaz da
heyecanla etrafı seyreder, biraz sonra Nilüferlere yaklaşırlar.
Beyaz çok mutluymuş. Kurbağa ailesi en büyük Nilüfer
yaprağında Fare ailesinin gelişini seyrederler. Farelerin kayığı yaprağa iyice
yaklaşır, Beyaz heyecandan yerinde duramayarak hop diye yaprağa atlayıverir. Az
kalsın göle düşüyordu, hemen toparlanıp ceviz kabuğundan yapılmış en baştaki
koltuğa oturdu.’’ oh ne kadarda rahatmış ‘’diyerek sallanmaya başlar. Kurbağa ailesi
ile yaprağı henüz yanaşan kayıkta ki anne ve babası şaşkın şaşkın Beyaz’a
bakıyorlardı. Tam o sırada Beyaz pat diye
göle düşüverir. Kurbağalar hemen atlayıp beyazı kurtarır. Beyaz’ın anne
ve babası da kayıktan indikten sonra iki aile birlikte oturup sohbet etmeye
başlar. Anne Kurbağa misafirlere fındık ikram eder. Beyaz güzel bir yaprak
tabaktaki ikram edilen fındıkları görünce kendini tutamaz’’ fındığa bayılırım’’
diye bağırır.
Sonra da herkesten önce atılıp çatır çatır fındıklar yemeye
başlar. Beyaz’ın bu davranışı hem ailesini hem de ev sahiplerini rahatsız eder.
Biraz daha oturduktan sonra Fare ailesi kurbağalara teşekkür ederek,
kayıklarına biner. Yavaş yavaş evlerine doğru giderken, anne fare de baba fare
de tek kelime konuşmazlar evlerine vardıklarında Beyaz dayanamamış annesine
merakla anneciğim bir şeye mi üzüldünüz diye sorar. Sonra annesi Beyaz’ın minik
başını okşar,’’ evet yavrum bugün gezmede yaptıkların sana hiç yakışmadı der.
Beyaz dudaklarını büzerek’’ ne yaptım ki ben’’ der
Annesi Beyaz’a şunları söyler’’ Nilüfer e vardığımızda bizim
kayıktan inmemizi beklemeden, üstelik kurbağalarla da selamlaşmadan gidip
başköşeye oturdun. İkram edilen fındıkları yemeye de herkesten önce başladın. Bizi çok üzdü bu davranışların hep
başkalarına özellikle de büyüklerine öncelik vermelisin. Beyazım benim.’’
Beyaz hatasını anlayınca, çok üzülür ve çok utanır. Gözleri
dolu dolu ‘’özür dilerim anneciğim, bilmiyordum’’ der. Anne ile yavrunun
konuşmalarını uzaktan dinleyen baba fare, Beyaz’ın üzülmesine dayanamamış
’’gelin bakalım size bir şarkı öğreteyim’’ diyerek şu şarkıyı söylemeye başlar.
’Başkasına öncelik vermelisin, mutluluğu böyle de tatmalısın. Görgülü olanlar
hep böyle yapar, çevrelerine hep neşe saçar.’’ Beyaz babasının şarkısını çok
sevmiş ailece bu şarkıyı söyler olmuşlar. Beyaz o gün bu şarkıyla
öğrendiklerini hiç unutmamış.